Her yıl gerçekleştirdiğimiz geleneksel gezimizi bu yıl Akdeniz’in en güzel turistik ilçelerinden biri olan Kaş’a yaptık.Kaş gezimizin ilk durağı Dalaman’a bağlı Sarsala Koyu oldu. Sarsala koyunda yazdan kalma bir havada denizin tadını çıkardık.Sarsala koyundan ayrılarak, 1893’lü yıllarda Mısır valisi Abbas Hilmi Paşa’nın emriyle yaptırılan, ancak projeler karışınca av köşkü yerine yanlışlıkla Türkiye’de hiçbir zaman treni gelmeyen Tren Garı inşa edilen tarihi taş binayı incelemek için, Dalaman’ın içinde bulunan TİGEM’e (Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü) gittik. Binanın ilginç hikayesini rehberimiz Yeşim CİNBAŞ’tan dinledik.
Kaş’a geldiğimizde güneşin batışını, deniz manzaralı antik Antiphellos tiyatrosundan izledik.Akdeniz akşamlarının doyumsuz güzelliklerini Kaş’ın cumbalı evleri, her sokağında farklı mekanların ve dekorların bulunduğu, dünyanın her ülkesinden gelen insanların dolaştığı taş döşeli yollarında turladık.
Ertesi gün tekne turumuz için Kaş’ın en güzel yerlerinden biri olan Üçağız köyüne gittik. Kaptan ve personellerinin bilinçli ve bilgilendirici sunum ve hizmetleriyle Kekova’nın olağanüstü güzellikte, doğa ve tarihin iç içe olduğu koylarında dolaşarak, yüzdük. Kaleköy’ün (Simena) zirvesinden muhteşem manzaranın keyfini çıkardık.
Suyun altında Caretta caretta iribaş deniz kaplumbağalarını, orfozları ve yerel balıkları izledik. Ancak Kızıldeniz’den gelen devasa boyutlara ulaşan denizkestanelerini ve Aslan balıklarının da Kaş kıyılarına geldiğini gördük.
Son gün yolumuz üzerinde bulunan ünlü Kaputaş plajının turkuaz sularında serinledik.Daha sonra Xanthos Vadisinin güneybatı ucunda yer alan antik Patara kentinde rehberimiz Yeşim CİNBAŞ’tan bilgi aldık.Patara’dan sonra, doğal ve kültürel zenginlikleri ve geleneksel tarımıyla sakin şehir olma özelliğini kazanan Köyceğiz’e geldik. Köyceğiz’in güzelliklerini gördük, lezzetli yemeklerinden tattık, pazarından alışveriş yaptık.