İzmir Kuş Cennetinden yola çıkıp, Büyük Menderes Deltası’na doğru giden Juvenil bir flamingo (Phoenicopterus roseus), Dilek Yarımadası’nı geçemeyince, geri dönüp Kuşadası Kadı Kalesi Nazilli Sitesi plajına zorunlu iniş yaptı. İtalya’da yaşayan ve tatilini Nazilli Sitesinde geçiren Emel SERİO EKODOSD’u arayarak, bir flamingonun plaja indiğini, herhangi bir sorunu olabileceği konusunda bilgi verdi. Biz gelinceye kadar da plajda oynayan küçük Ateş NAZLI flamingoyla aralarında bir bağ kurmuş, onunla ilgilenmiş ve birlikte gezinmişler.
Bir ara uçarak Samson Dağları’na doğru giden flamingo, tekrar çocukların olduğu alana gelmiş. Flamingoya yaptığımız sağlık kontrollerinde kötü bir bulguya rastlamadık. Güçsüz ve besinsiz kaldığından 2 gün EKODOSD’ta misafir ettik. Balık ve karideslerden oluşan bir karışım yiyecek verdik. İçinde su olan bir bebek küvetine koyarak, besinleri kendisinin yemesini sağladık. Bölgemizde Büyük Menderes Deltası ve Bafa Gölü flamingoların önemli beslenme alanları arasında bulunmaktadır. Biz de juvenil flamingoyu doğal beslenme alanlarından biri olan Büyük Menderes Deltası’na götürdük. Deltanın tuzlu ve besin dolu sularında hemen beslenmeye başladı. Bir süre sonra yanına bir arkadaş buldu. Karina Dalyan’ının üzerinde uçarak gittiler.
Bir flamingonun ilk kez vatandaşların olduğu bir plaja indiğini gördük. Kontrol altına alınan ve bakımı yapılan flamingo sağlıklı bir şekilde tekrar doğal yaşam alanına bırakıldı. Küçük Ateş NAZLI’nın da, belki de hayatında hiç unutamayacağı bir anısı oldu. Onun gelecekteki yaşamında önemli yer edecek anısı sayesinde kuşlara ve doğaya daha farklı bakacak. Ateş NAZLI’nın, gelecekte kendisi gibi birçok doğaseverin yetişmesini sağlayacağını umuyoruz. Flamingonun anısına küçük Ateş’e EKODOSD’un teşekkür belgesini takdim ettik.
Geçtiğimiz günlerde İzmir Kuş Cennetinde flamingoların halkalamalarını yürüten bilim danışmanı üyemiz Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ortaç ONMUŞ, flamingoların temel besinlerinin başında gelen Artemia salina denilen Tuzla Karidesleriyle ilgili verdiği bilgiler çok önemli olduğundan herkesin bilmesinde yarar var.
Doç. Dr. ONMUŞ”Flamingoların en temel besini Artemia salina adı verilen yüksek tuzluluktaki sularda yaşayan “Tuzla Karidesi” olarak bilinen 1 cm’den küçük bir omurgasız türüdür. Flamingolar Artemia erişkinlerini besin olarak tüketirler ve tüketmeye başladıkça flamingoların vücut renkleri pembeleşmeye başlar. Flamingolar tuzlu suyu ağızları ile süzerek artemia erişkinlerini tüketirken Artemia yumurtalarını da alırlar ancak Artemia yumurtalarının (yumurtalar 0,1 mm boyutundadır) kabukları çok sağlam olup Flamingolar bu yumurtaları sindiremezler ve yumurtaları dışkı ile dışarı atarlar. Flamingolar yedikleri her artemia eişkininin yaklaşık 50-100 katı kadar yumurta yemektedirler.
Doğada yumurtadan çıkan Artemia’ların yavruları (Naupli adı verilen larvaları) doğadaki balıkların larvaları için Dünyada bulunan tek besindir. Ticari balık üretim çiftliklerinde de balık larvalarını balık yavruları haline gelişimini sağlayabilmek için Artemia yumurtalarında elde edilen artemia larvaları kullanılmak zorundadır. Ülkemizdeki en büyük Balık üretim çiftliklerinden birisi olan Kılıç Holding 2014 yılında Yurt dışından 20 milyon Dolar değerinde Artemia yumurtası satın almıştır! Satın alınan Artemia yumurtaları önce Asit (Sodyumhipoklorik asit) banyonlarında tutularak yumurta kabukları inceltilmekte sonra bu artemia yumurtaları kuluçka tanklarına konularak artemia larvalarının oluşması sağlanmaktadır. Oluşan artemia larvaları daha sonra balık larvalarının bulunduğu havuzlara besin olarak aktarılmaktadırlar. Artemia, balıkçıklık sektöründe çok büyük bir ekonomik pazardır. Ülke olarak Artemia canlısına sahip çıkmak ve hem doğada üretilmesini desteklemek hem de balıkçılık sektörü olarak üretmek zorundayız. Artemia yumurtalarının doğadaki yaşayan balıklar için üretilmesi Flamingolar tarafından yapılmaktadır. Flamingonun mide asitleri ile temas eden artemia yumurtası kabuğu incelir ve sonrasında bu yumurta dışkı ile dışarı atıldıktan sonra suyla temas eder etmez artemia yumurtalarından artemia larvaları çıkmaya başlarlar. Artemia larvaları larva olarak suya geçtiğinde ise bu sefer doğadaki balık larvaları bunları besin olarak tüketmeye başlarlar. Bu nedenle Flamingolar kendi besinleri olan Artemia erişkinlerini tüketirken, hem Artemiaların üremesine yardım etmekte hem de Ülkemiz ve Akdeniz’in tamamındaki doğadaki balıklar için balık yemi üretmektedirler. Bu durum Ardıç Ağaçları ile Ardıç kuşu arasındaki besin ilişkisine benzer bir durumdur. Tek bir farkla; Ardıç kuşu sadece Ardıç Ağacının üremesine katkı sağlıyor olsa da Flamingo besini olan Artemiaları çoğaltarak ve üreterek, denizlerimiz ve göllerimizdeki sayısız balık ve omurgasız canlı türünün besinini oluşturarak kütlesel bir etki yaparlar. Biyolojide bu duruma Simbiyotik (Birlikte) yaşam adı verilmektedir. Flamingonun deniz ve iç sulardaki bu besin ilişkisinde oynadığı ekolojik role, ekolojide ayrıca “Kilit taşı” türler adı verilir. Nasıl bir eski taş yapıda bir kilit taşı bir binanın çatısını ayakta tutma becerisine sahip ise Flamingolar da Sucul ekosistemleri hayatta tutan bir Kilit taşı vazifesi görürler. Flamingoları korumak Balıkçılığı korumaktır!!! Tüm denizlerimiz ve göllerimizdeki balıklar bir bakıma Flamingolar tarafından dolaylı olarak beslenmektedirler. Flamingoları korumak, sulakalanları kıyısal denizel ekosistemleri korumak ile eşdeğerdir.” Dedi.