Bafa Gölü kıyısında yaşayan yöre halkının ekonomisine önemli ölçüde katkı yapan
yılan balıklarının yaşam döngüleri, günümüzde pek fazla bilinmemektedir.
Bafa Gölü’nün yılanbalıkları da Dünyadaki tüm yılanbalıkları gibi eşeysel olgunluğa geldiklerinde,
üremek için Meksika’ya doğru uzun bir yolculuğa çıkarlar.
Yılan balıkları dünyada sadece Meksika’nın Saragossa Körfezi’nde üremektedir.
Yumurtadan çıkan yılan balığı yavruları Meksika’nın Saragossa Körfezinde bir yıl kadar
yaşamlarını sürdürdükten sonra tersine göç ile atalarının yaşadıkları iç sularımıza gelirler.
Meksika’nın Saragossa Körfezi’nden yola çıkan yılan balıkları Okyanusu aşarak,
Cebelitarık Boğazından geçip, Akdeniz üzerinden Ege sularına girerler.
Ege’de Büyük Menderes Nehri vasıtasıyla Bafa Gölü’ne gelip, yaşam döngülerini
devam ederler.
Yılan balıklarının bu göç sırasında yönlerini nasıl buldukları ve tersine göçleri nasıl
yaptıklarının gizemi günümüzde hala tam olarak bilinmemektedir.
Yılan balıkları, Bafa Gölü etrafındaki Kapıkırı, Gölyaka, Bafa, Pınarcık, Ak-Yeniköy ve
Serçin halkı için çok önemli bir yere sahiptir.
Bafa Gölü kıyısındaki en büyük balıkçı köyü olan Serçin’de 6 köyün birleşiminden oluşan
kooperatifin, 1980’li yıllarda 610 üyesi bulunmaktaydı. O dönemde sadece Serçin köyü
balıkçıları ayda 50 tona yaklaşan yılan balığı avlamaktaydı. Avlanan yılan balıkları İzmir’li
kayaflar tarafından tırlarla alınarak Yunanistan-İtalya ve Almanya’ya ihraç ediliyordu.
Almanlar Yılan balığını füme yaptıklarından Bafa’dan gelenleri daha çok tercih ediyorlardı.
1985 yılından sonra Bafa Gölü’nde meydana gelen ekolojik bozulmalar, Bafa Gölü’ndeki
balıkçılığı olumsuz etkilemiş ve avlanmasında sürekli bir düşüş yaşanmıştır.
Şu anda faal olan tek bir kooperatif kalmıştır. Serçin Su Ürünleri kooperatifi adı altında
, Serçin, Kapıkırı ve Ak-Yeniköy balıkçılarından oluşan 150 üyeli kooperatif ayakta kalmaya
çalışmaktadır. Şu an Serçin’de aylık 7,5 tona yakın yılan balığı avlanmakta, eski yıllara oranla düşüş görülmektedir.
Balıkçı sayısının ve balık avının azalmasındaki en büyük etken kirlilik olarak gösterilmektedir.
Özellikle son yıllarda görsel olarakta görülen kirlilik sonucu oluşan alg denizi, suyun sığ olduğu
Serçin bölgesinde daha yoğun bir şekilde görülmektedir. Bazı bölgelerde algler o kadar
sık doku oluşturmuştur ki, su yüzeyi görülmemekte ve üzerinde kuşlar gezebilmektedir.
Günümüzde Serçin bölümündeki bazı alanlarda suyu görmek mümkün değildir.
Gölün yüzeyi ayçiçeği tarlası görünümündedir.
Balıkçıların pinterlerine sarılan algler, hem balıkavını engellemekte hem de pinterlere
zarar verdiğinden balıkçının maliyetini yükseltmektedir. Bu nedenle balıkçılıktan vazgeçen
çok üye bulunmaktadır.
Gölün dibindeki kirlilik pinterleri tamamen sarmakta ve kayığa çok zor şartlarda
çekilmektedir.
Dışarı alınan pinterlerin temizliği günlerce sürmekte ve ağlar çok çabuk tahrip olmaktadır.
Bu durum gölde avlanan yöre balıkçısını ekonomik olarak sıkıntıya sokmaktadır.
Bafa Gölü’nde dipte oluşan kirlilik göldeki ekosistemi olumsuz etkilemektedir.
Dipteki balçık yılan balıklarının yaşam döngülerinin bu safhasını doğrudan etkilemektedir.
Bafa’dan üremek için yola çıkan yılan balıklarını ise, Meksika Körfezi’ndeki yaşanan petrol
sızıntısı sonucunda kendilerini nelerin beklediği bilinmemektedir.
Sulak alanlara yapılan çevresel müdahaleleri ve çözümlerine ilişkin çalışmalarını sürdüren
EKODOSD üyesi SDÜ Eğirdir Su Ürünleri Yüksekokulu Öğretim Üyelerinden Yrd. Doç. Dr.
Erol KESİCİ, bölgemizdeki Azap ve Bafa göllerinde de çalışmalar yapan değerli bir bilim adamıdır.
KESİCİ “ Yılanbalıklarının bilinen 19 türü söz konusudur. Bizim sularımızda bulunan yılan
balıkları Avrupa yılan balığı(Anguilla anguilla)’dır. Yılan balıkları iki farklı göç etme özelliğine
sahip olan ve göçlerinde vücut ve renk değişimi gösteren ilginç balıklardandır.
Avrupa Yılan Balığının yaşam süresi 15-20 yıl olup, hayatlarının büyük bir kısmı beslendikleri
ve doğdukları denize ( yumurta bırakımı için özel tuzluluk oranına sahip Meksika(Saragossa’ya)
yumurta göçü için yağ depoladıkları tatlı sularda geçer. Yılanbalıkları yalnızca bir kez
ürerler ve yumurta bıraktıktan sonra da ölürler.
Avrupa yılan balıkları Meksika’nın Saragossa Körfezi’ne üremektedirler. Yılan balıklarının
yumurtadan çıkan 5-7mm boyundaki yavrularına LEPTOSEFALUS adı verilir. Yılan balıklarının
bu küçük larvalarına 50 ile 300 metre derinlikler arasında rastlanmıştır. İlkbahar başında
yumurtadan çıkarlar(yılan balığı yavruları SÖĞÜT YAPRAĞI şeklinde-camsı -şeffaf görünümdedir)
ve Golfstrim akıntıları ile Avrupa kıyılarına doğru göç ederler.
Bu sırada 75 mm boya sahip olan yılan balığı larvaları değişim geçirerek(morfolojik değişimi),
Söğüt yaprağı şekli Yılan balıklarının büyük bir ekonomik önemi vardır. Özellikle fümesi
sevilerek yenmekte olduğundan Avrupa’ya ihraç edilmekte ve ülkemiz için önemli bir döviz
kaynağı oluşturmaktadır. Yassı olan leptosefaluslar SİLİNDİRİK bir yapıya ulaşırlar.
Bu şekildeki yılan balığı yavrularına ELVER adı verilir. Şeffaf elverler su akıntılarını takip ederek
kıyı sularında toplanırlar. Vücut değişimleri(metamorfoz) ergin yılan balığına benzeyinceye kadar
devam eder. Renklenme(pigmentasyon) sonucunda sırt kısmı zeytin yeşili kahverengimsi,
karın kısmı sarımsı beyaz rengi alır. Bu balıklara SARI YILAN BALIĞI denir. Troid ve hipofiz
etkinliğinin artması ile endokrin sistemin çalışmasının değişmesi, davranış değişikliğine,
Gel-git akıntılarına ve tatlı sulara olan duyarlılığın artmasına ve iç sulara göç etmesine sebep olur.
İç sularımıza beslenmek için giren Avrupa Yılanbalıkları önceleri dipte yaşayan küçük omurgasız
canlılarla ve daha sora ise balıklarla olmaktadır. On yıldan fazla süren bu aşamada sarı yılan
balığı az-çok yerleşik olarak beslenir ve barınır. Yılanbalıkları beslenmek için bir dereden,
nehirden diğer nehir ve dereye geçebilmekte, karada uzun süre kalabilme özelliğine sahiptir.
Yılan balığının gelişimi yaşadığı ortam koşullarına bağlı olmakla birlikte büyümeleri oldukça yavaştır.
Dişiler, erkek bireylerden boy olarak daha uzun olup, erkekler 50 cm den küçük, dişiler
45-150 cm arasında, nadiren 200 cm boy ve 4-6 kg ağırlığa kadar ulaşmaktadırlar.
Cinsel farklılaşmanın başlıca belirtileri cinsiyet organları üzerinde görülmez.
Büyümedeki farklılaşma ve erkek bireylerin nehir ağızlarında kalırken dişi bireylerin kaynağa
yakın yerlerde bulunması ile cinsiyet ayırt edilir.
Avrupa Yılan balıkları deniz suyuna geçmek üzere ikinci kez ortam değiştirmeleri
sırasında İKİNCİ KEZ DEĞİŞİM geçirirler.Tatlı sularda iyice beslenen ve etlerindeki
yağ oranı vücut ağırlığının % 30 dan fazla olduğunda(yağlanma yılan balığının
Saragossa’ya doğru yaptığı uzun göçe dayanmasını sağlar) yılan balıklarını kahve rengi
ve zeytin yeşili olan vücut rengi değişir, karın gümüşi beyaza döner. Sırt ve yüzgeç
rengi koyulaşır, GÜMÜŞİ YILAN BALIĞI SAFHASI (yılan balıklarının tüketici tarafından
en çok talep edildiği dönem). Katodrom göç eden balıklar; Avrupa yılan balıkları gibi
iç sularda (göl, akarsu) büyüyüp beslenen, yumurtlamak için denizlere göç eden ve
orada yumurtlayan, yavruları hayatlarının bir kısmını denizlerde geçiren balıklardır.
Bu göç; iç sularda beslenen yılan balıklarının doğduğu yere geri döndüğü ortalama
6500 km. mesafeden oluşan üreme göçüdür.
Gümüşi yılan balıkları sonbaharda, tatlı suları terk ettiklerinde üreme organları (gonatlar)
hala tam olarak olgunlaşmamıştır. Gümüşi yılan balığının denizdeki yaşamı çok az bilinmektedir.
Gümüşi yılan balıkları Saragossa’da ki yumurtlama alanına ulaşıncaya ve gonatlarının tam
olgunlaştığı süreye kadar denizde beslenmeden hayatta kalabilmektedirler.
Hayatlarında bir kez yaptıkları üreme sonucunda yaşam süreçleri son bulur.
Meksika Körfezindeki duruma;
Avrupa Yılan balıkları (bizim sularımızda beslenen türü)
körfezden çıktıktan sonra anca 15-20 yıl sonra aynı yere tekrar gelmekteler
ve o yere yumurtalarını bırakmaktalar. Bu balıklar anca özel su koşullarında
(sıcaklık-tuzluluk derinlik vb.) uygunluk var ise bırakırlar.
Bu nedenle kirliliğin olduğu bölge çok önemli, yılan balıkları körfezin Güney-doğu
kesimlerinin uygun sularına yumurta bırakır ve döllenen yumurtalar burada açılır ve
yeni oluşan yavrular buradan büyüme gelişme ve beslenme göçlerine başlarlar.
Elbette kirlilik etkili olacaktır, kirliliğin yeri o yere etkisi ve anaç balıkların körfezde
yumurta bırakma zamanı önemlidir. Kirlilik dönemsel etki yapsa bile, her yıl göçe başlayan
ve her yıl(15-20 yıl tamamlayan)tekrar üremek için dönen balık sürüleri var.
Fakat bizim sularımıza ulaşan yılan balıklarının da kirlilik, su kalitesi, beslenme,
aşırı avcılık vb... sorunları bulunmaktadır. “